ARAMCO SALDIRISINA İLİŞKİN TEKNİK DEĞERLENDİRME
Dr. Can Kasapoğlu, EDAM Güvenlik ve Savunma Araştırmaları Program Direktörü
1) Açık-kaynaklı istihbarat verileri, ki mevcut durumda sınırlı veriye sahibiz, Aramco saldırısında yerden fırlatılan seyir füzeleri kullanıldığını gösteriyor. Bu noktada, İran’ın 2000’li yılların başında Ukrayna’dan tedarik ettiği, Sovyet-Rus savunma teknolojisinin ürünü Kh-55 Seyir Füzesinin 15 sene içinde çok çeşitli karakteristik kazanan versiyonlarına odaklanmamız gerekiyor. Bu alımdan elde edilen know-how, evrim geçirerek birçok İran kaynaklı seyir füzesinde, çeşitli şekillerde kullanıldı. Bu trendin en bilinen ürünü Soumar Seyir Füzesi. Yemen Husi güçlerinin elinde Quds-1 de göze çarpan bir diğer husus.
Kh-55’ten bu yana İran’ın en büyük soru / çabaları ve füzenin varyantlarının boyutlarını, harp başlıklarını ve menzilini belirleyen en önemli husus motor idi. İran hiçbir zaman geç dönem Sovyet-Rus teknolojisini hiçbir zaman tam olarak ikame edemedi.
2) Mevcut şartlarda, Aramco saldırısında kullanılan füzelerin Yemen’den gelmiş olması düşük bir ihtimal. Zira, bildiğimiz patern, İran yapımı seyir füzelerinin Yemen’de ortaya çıkan yeni varyantların küçüldüğü ve menzillerinin azaldığı yönünde.
3) Dolayısıyla füzelerin fırlatma pozisyonlarını Irak ve İran’da aramak gerekiyor. Ayrı bir not olarak, İran’ın daha önce Irak’taki vekil unsurlarına Fateh-110 taktik balistik füzesi verdiğini ve bu gelişmenin, İsrail tarafından gerçekleştirildiği düşünülen bir müdahaleyi de beraberinde getirdiğini not etmeliyiz. İran uzun süredir, Hizbullah örneğini takip ederek, vekaleten harp (proxy warfare) figürlerine oyun-değiştirici silah sistemleri transfer ediyor ve know-how veriyor.
4) Aramco saldırısında en büyük problem, Suudi Arabistan’ın vuramaması değil. Bu füzeleri tespit edememesi ve basın toplantısında dahi teşhisi tam olarak yapamaması.
5) Alternatif olarak, taarruzi İHA kullanımı değerlendirilebilir. Bu kabiliyetin Yemen’de Husi’lere verildiğini biliyoruz ve Sammad 3 İHA’nın menzili, drop tank da kullanılırsa, yeterli olacaktır. Taarruzi İHA seçeneğindeki problem ise harp başlığının bilinen zararı vermek için yeterli olmayacağı.
6) Son alternatif açıklama da seyir füzesi taarruzu olması ve muharebe hasar kıymetlendirmesinin (battle damage assessment) bir uzun menzilli İHA ile yapılmış olması. Füzelerin Irak, drone’un İran’dan gelmiş olması da mümkün. Örneğim, İranlıların daha önce Suriye’de Deyr Zor’da icra ettiği balistik füze taarruzunda kullandığı harekat tasarısı benzer idi.
7) Aramco saldırısının gösterdiği üç askeri-stratejik husus daha var. Bunlardan ilki, seyir füzesi tehditlerine karşı savunmanın, balistik füze savunma parametrelerinden bazı noktalarda oldukça farklı ve zor olması. Arazinin arızalarından faydalanan, manevra kabiliyeti yüksek seyir füzelerine karşı savunmada esas olan, tehdidin mümkün olduğunca erken tespit edilmesi. Bu da, kusursuza yakın bir ağ-merkezli harekat kapasitesini ve sensörler arasında çok güçlü bir uyumu gerekli kılıyor. Yani, Suudi Arabistan’ı endişelendirmesi gereken en ciddi tehdit, bu füzelerin hava sahasına girişini ve seyrini tespit edememiş olması. İkincisi, Suudi kritik ulusal altyapısının ve küresel ekonomiyi etkileyecek stratejik bir enerji tesisinin hedef alınması, İran’ın vekaleten harp amaçlarında ciddi şekilde el arttırdığını gösteriyor. Son olarak, genel olarak literatür İran’ın balistik füze kapasitesine odaklansa da, seyir füzelerine ilişkin trendlere de daha dikkatli yaklaşmak gerekiyor.